Doğa aşkı ekrana taşındı

Sizi rol aldığınız yapımlardan biliyoruz sadece… Gerçekte kimdir Beste Kökdemir, öncelikle sizi tanıyalım isteriz.

En belirgin özelliğim sanırım hayalperestliğim. Bahsettiğim durum, dünyayı algılayamamam veya uyum sağlayamamamla ilgili değil. Sadece kendim gibi kalabilmemle, korku yüzünden umutlarımı harcamamamla ilgili bir durum. Onun dışında genelde sevecen ve cana yakınım. Fakat zaman zaman hissettiğim olumsuz duyguları da reddetmem. Hayatı belli kalıplar içinde değil de dolu dolu yaşamaktan hoşlanırım. Gözlem yapmayı çok severim. Genelde hiçbir şeyi zorunda olduğum için yapmam. Mutlaka istediğim içindir. İstiyorsam da kendimi adarım.

Çocukluğunuza dair hatırladığınız ilk semt, ilk ev neresi?

Çocukluğumda Sinop’ta yaşıyordum. Fakat ilk hatırladığım semt babam askerlik yaparken 1 sene yaşadığımız Ankara-Bahçelievler’di. Sanırım 2 yaşındaydım.

Çocukken nasıl bir Beste vardı? Yaramaz, uslu, çalışkan, kopya veren, futbol oynayan, çekingen, atılgan? Sizden dinleyelim.

Çocukken çok yaramaz olduğumu söylerler. Asla yerimde durmazmışım ve söz dinlemezmişim. Benim hatırladığım en net bölüm ise kıyafetlerimi kesip sahne kostümü yaptığım ve saatlerce hayali izleyicilerime konser verdiğim. Şarkı söylemeyi, dans etmeyi çok seviyordum. Prenses gibi bir tip değildim. Daha çok erkek çocuğu gibi afacan ve muzırdım.

VEJETARYENİM VEDOĞAYA AŞIĞIM

 Sizi hep iddialı işlerde gördük, bu özel bir tercih mi?

İstemediğim bir işte yer almadım bu zamana kadar. Çok beklemem gerekse bile fark etmez. Mutlaka senaryosunu, yapımını, yönetmenini, karakterlerini sevdiğim işlerin arasında yer almak isterim.

Şimdi “Hayat Şarkısı”ndasınız. Dizideki rolünüzden bahsedelim biraz da.

“Hayat Şarkısı”nda görmeye çok alışık olmadığımız bir karakteri oynuyorum. Cool ve rahat bir kız. İnsanlara tepkili, doğaya aşık, düşüncelerini göstermekten çekinmeyen, maskülen ve güçlü biri. Devamını birlikte göreceğiz.

Dizide çevreci bir aktivisti canlandırıyorsunuz, gerçek hayatta da aktivist diyebileceğimiz hassasiyetleriniz var mı?

Gerçek hayatta da çevreciyim. Vejetaryenim, doğaya aşığım.

Ekranda bir sürü yapım varken, birçoğu yeni başlamışken, neden ikinci sezonuna başlayan bir diziyi tercih ettiniz?
“Hayat Şarkısı” çok güzel ve arkasında durabileceğim bir iş. Oynadığım role de diziye de inanıyorum. Başka türlü yaptığım işten zevk alamam. Üstelik daha önceden tanıdığım ve çok sevdiğim bir ekiple çalışıyorum. 

ÇOK İYİ BİR ÇİZGİFİLM İZLEYİCİSİYİM

“Ekranda olmak mı, sahne de olmak mı?” diye sorsam…

İkisinin de farklı güzellikleri var benim için. Kamera oyunculuğunu çok seviyorum, göz önünde olmak beni mutlu ediyor. Sahnede ise seyirci ile karşı karşıya olmak ayrı bir haz. Birini seçmek zorunda kalsaydım sinemayı seçerdim.

 Peki, bir oyuncu olarak siz dizileri takip ediyorsunuz?

Ben aslında çok iyi bir çizgi film izleyicisiyim. Onun dışında sinemaya gitmek en büyük hobilerimden biri. Şu an takip edebildiğim tek dizi “Shameless”.

Sizce hayatınızın dönüm noktası nedir?

Bu çok zor bir soru, hayatımda sürekli bir dönüm noktası oluyor. Sürekli yenileniyorum. Eğer yenilenmezsem kendimden sıkılıyorum ve bir arayışa giriyorum. Bu arayış da bana yeni bir farkındalık sunuyor. O yüzden tek bir şey söyleyemeyeceğim sanırım.

HAYATTAKi EN TEHLiKELi DUYGU KORKU

Tek başınıza en çok ne yapmaktan keyif alırsınız?

Kulaklıklarımı takıp dans etmek ve hayal kurmak.

En zayıf noktanız ne?

En iyi yönlerim bazen en zayıf noktalarım olabiliyor ya da en zayıf noktalarım bazen en güçlü yönüme dönüşüyor. Bu yüzden aslında bunun da net bir cevabı yok. İlla bir şey söylemem gerekirse sanırım yemek yemeyi çok sevmek olabilir.

Sabrınız nerede tükenir?

Çok sevdiğim insanlar çok çalışmak zorunda kaldığında, haksız yere suçlandığımda, sürekli yargılandığımda, ne yapmam gerektiği söylendiğinde, sinemada yüksek sesle konuşulduğunda… 

Sizce bu hayattaki en tehlikeli duygu hangisi?

Kesinlikle korku.